SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-İYDEYN

<< 520 >>

باب: فضل العمل في أيام التشريق.

11. Teşrik Günlerinde Güzel Ameller İşlemenin Fazileti

 

-وقال ابن عباس: واذكروا الله في أيام معلومات: أيام العشر، والأيام المعدودات: أيام التشريق. وكان ابن عمر، وأبو هريرة: يخرجان إلى السوق في أيام العشر، يكبران ويكبر الناس بتكبيرهما. وكبر محمد بن علي خلف النافلة.

Abdullah İbn Abbâs "Onlar belirli günlerde Allah'ın adını anarlar" âyetinde geçen belirli günler ifadesini Zilhicce'nin bilinen on günü diye tefsir etmiştir. Sayılı günler ise teşrîk günleridir. İbn Ömer ve Ebu Hureyre bilinen on gün boyunca pazara çıkıp tekbir getirirlerdi. Halk da onlara uyarak tekbir getirirdi. Muhammed İbn Ali ise nafile namazların ardından tekbir getirmiştir.

 

حدثنا محمد بن عرعرة قال: حدثنا شعبة، عن سلمان، عن مسلم البطين، عن سعيد بن جبير، عن ابن عباس، عن النبي صلى الله عليه وسلم أنه قال: (ما العمل في أيام العشر أفضل من العمل في هذه). قالوا: ولا الجهاد؟ قال: (ولا الجهاد، إلا رجل خرج يخاطر بنفسه وماله، فلم يرجع بشيء).

 

[-969-] Saîd İbn Cübeyr'in İbn Abbas (Radiyallahu Anh)'dan naklettiğine göre Resuİullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Zilhicce'nin on günü içinde işte şu vakitteki amel kadar faziletli hiçbir amel yoktur." Sahâbîler: "Cihad damı bu günlerdeki amellerden daha faziletli değil!?" deyince Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Cihad da... Sadece canını ve malını hiç gözünü kırpmadan feda edebilecek şekilde savaşa tutuşan ve geriye hiçbir şey getiremeyen kişinin ameli bunun dışındadır."

 

 

AÇIKLAMA:     Dil bilginlerinin ve fakihlerin açıklamaları ışığında şunu söylemek mümkündür: Teşrîk günleri Kurban Bayramının ilk gününden sonradır. Fakat teşrik günlerinin süresi konusunda görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Bazı âlimlere göre bu üç gün, bazılarına göre iki gündür. Ancak bu günlere niçin teşrîk günleri adı verildiğine dair yapılan açıklamalar, bayram gününün de teşrik günlerinden olmasını gerektirmektedir. Ebu Ubeyd bu isimlendirme konusunda iki görüş bulunduğunu nakletmiştir:

 

1. insanlar kurban kesip etini parçaladıklarında kurutmak maksadıyla güne­şe sererlerdi. Bu güneşe serme işlemine teşrîk adı verildiği için söz konusu günler için de aynı isim kullanılmıştır.

 

2. Bu günlerin her birinde doğan güneşle (teşrik) birlikte kurban bayramı namazı kılınabildiğî için söz konusu isim kullanılmıştır. Dolayısıyla bu günİer Kurban Bayramı gününe bağlıdır. Ebu Ubeyd, bu ikinci görüşü benimsediğini ifade etmiştir.

 

Resulullah (s.a.v.)'in "Zilhicce'nin on günü içinue işte şu vakitteki amel kadar faziletli hiçbir amel yoktur" şeklindeki sözüyle ilgili olarak Ebu Cemre şöyle demiştir: "Bu hadîs-i şerîf teşrik günlerinde yapılan güzel amellerin diğer günlerde ya­pılan amellerden daha faziletli olduğunu göstermektedir. Bu bakımdan teşrik günlerinin Hz. Aişe'den nakledilen rivayette belirtildiği gibi kurban günü olması ile İmam Müslim'in sahih bir senedle naklettiği "Bu günler yeme ve İçme günle­ridir" şeklindeki hadisin varlığı bu günlerdeki amelin faziletiyle ilgili açıklamayı zedelemez. Çünkü bu günlerin kurban bayramına ve yeme - İçme günlerine rastlaması söz konusu günlerde güzel ameller işlenemeyeceği anlamına gelmez. Aksine bu günler için emredilen bir amel vardır. O da ibadetlerin en yücesi olan Allah'ı zikirdir. Bu günlerde yasaklanan tek amel oruç tutmaktır.

 

Bu günlerde yapılan amelin diğer günlerdeki amellere göre daha faziletli olmasının sebebi ve hikmetiyle ilgili olarak şunları söylemek mümkündür: Gaflet anlarında yapılan ibadetler diğer zamanlardaki ibadetlere göre daha faziletlidir. İşte teşrik günleri de genelde insanların gaflete daldıkları anlar olduğu için bu günlerde ibadetle meşgul olan kişilerin diğer zamanlarda ibadet eden kimse­lerden daha üstün olacakları söylenmiştir. Bu yönüyle teşrik günlerindeki zikir, insanların neredeyse hepsi uykuda iken gece kalkıp ibadet etmeye benzer.

 

Teşrik günlerinin üstünlüğü konusunda şöyle bir incelik daha bulun­maktadır: Allah Teâlâ Hz. İbrahim'i bu günde oğlunu kurban etmekle imtihan etmiş fakat imtihanda başarılı olan Hz. İbrahim'e onun yerine bir kurbanlık lütfedilmiştir. İşte teşrîk günleri bu açıdan da önemli ve faziletlidir."

 

Bu açıklama gerçekten de güzeldir. Fakat konuyla ilgili olarak nakledilen ri­vayetler "işte şu vakitteki" ifadesinde söz konusu edilen zamanın teşrik günleri şeklinde açıklanmasını doğrulamamaktadır. Nitekim Kerîme'nin Küşmîheni'den naklettiği bu hadis şazdır ve hadis hafızlarından Ebu Zer'in Küşmîhenîden (Küşmîhenî, Kerîme'nin hocasıdır) naklettiği rivayete muhaliftir. Ebu Zer rivaye­tinde bu ifade şöyle geçmektedir: "Diğer günlerdeki hiçbir amel şu on gündeki amel kadar faziletli değildir." Ahmed İbn Hanbel ile Ebu Dâvud et-Tayalisi'nin naklettiği rivayetler de bu yöndedir. Tüm bunlar da göstermektedir ki, konu başlığı altmda nakledilen rivayette söz konusu edilen günler Zilhicce'nin bilinen on günüdür. Fakat bu durumda İmam Buhârî'nin kullandığı konu başlığı ile naklettiği rivayet arasında bir uyumsuzluk ortaya çıkmaktadır. Zira İmam Buhârî'nin kullandığı başlık söz konusu günlerin teşrîk günleri olduğunu vurgu­lamaktadır. Bu uyumsuzluk hakkında şu değerlendirmeler yapılmıştır:

 

1.  Herhangi bir şeyin derecesi onun üstün ve yüce bir şeye yakınlığına göre belirlenir; üstün ve yüce olana yakın olan da aynı niteliklere sahip olur. İşte teş­rîk günleri de hemen Zilhicce'nin on gününden sonra gelmektedir. Zilhicce'nin bu on gününün fazileti bu hadise göre sabit olduğu İçin, aynı üstünlük teşrîk günleri için de söz konusu olacaktır.

 

2. Ziîhicce'nin on günü için takdir edilen bu üstünlük, bu günlerde hac gö­revinin yerine getiriliyor olmasından kaynaklanır. Haccın şeytan taşlamak, tavaf yapmak gibi diğer tamamlayıcı amelleri ise teşrîk günlerinde gerçekleştirilir. İşte bu yönüyle söz konusu günler aynı fazileti paylaşırlar. Zaten bu yüzden gerek Zilhicce'nin on gününde, gerek teşrîk günlerinde tekbir getirmek meşru kılınmış­tır. İşte bu açıklamalar ışığında İmam Buhârî'nin konu başlığının altında zikrettiği görüşler ile İbn Abbâs'tan naklettiği rivayet arasındaki uyum anlaşılır.

 

Sahâbîlerin şaşkınlık içinde "Cihad da mı bu günlerdeki amellerden daha faziletli değil!?" diye sormaları cihadın onlara göre en faziletli amel olduğunu göstermektedir. Nitekim ashâb-ı kiram, Resulullah (s.a.v.)'in cihada denk bir amel bulamadığını İfade eden sözünü biliyorlardı; Bir sahâbî Resul-i Ekrem (s.a.v.)'e gelerek cihada denk bir amel olup olmadığını sormuş Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de ona: "Böyle bir amel bilmiyorum!" diye ce­vap vermiştir.

 

"Geriye hiçbir şey getiremeyen kişinin ameli bunun dışındadır" Resul-i Ek­rem (s.a.v.)'in bu sözü bu şekilde savaşa giren kişinin Zilhicce'nin on gününde güzel amel işleyen kimseden daha üstün olduğunu veya en azından ona denk olduğunu gösterir. îbn Battal şöyle demiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in bu sözü iki anlama gelebilir:

 

1.  Kişi kendisi dönmüş olsa bile malı tamamen yok olmuştur, geriye tek bir parça bile malını getirememiştir.

2. Allah Teâlâ bu kula şehadeti lütfetmiştir ve ne kendisi geri dönebilmiştir dolayısıyla ne de malını geri getirebilmiştir."

 

Hadisten Çıkan Sonuçlar

 

1. Cihad Müslümanların yerine getirmesi gereken en Önemli görevlerden bi­ridir. Cihad ile elde edilen dereceler çok yücedir ve bu dünyadaki en büyük hedeflerden biri canı Allah yolunda feda etmektir.

 

2. Kimi yerlerin mukaddeslik açısından başka yerlere göre daha faziletli olması gibi, bazı vakitler de diğer vakitlere göre daha değerli ve faziletli olabilir. Bu anlamda Zilhİcce'nin ilk on günü, yıl içindeki diğer günlere göre daha üstündür, Bu hükmün en önemli sonucu "senenin en faziletli günlerinde oruç tutmayı veya herhangi bir ibadet yapmayı adayan kimsenin nasıl hareket edeceğinin belirtilmesinde" ortaya çıkar. Bir kimse en faziletli günlerin birisinde bu ibadetleri yerine getirmeyi adarsa, arefe gününde bu ibadeti yerine getirmesi gerekir. Zira Zilhicce'nin on günü içindeki en faziletli gün arefe günüdür. Haftanın en faziletli gününde bir ibadet yapmayı adayan kimse ise Cuma gününde bu adağını yerine getirmekle yükümlü olur. Böylece bu konu başlığı altında zikredilen hadisler Ebu Hureyre'den nakledilen "Üzerine güneşin doğduğu en hayırlı gün Cuma günüdür" hadisi arasındaki uyum sağlanmış olur.

 

3. Zilhicce'nin ilk on gününde oruç tutmak çok faziletli bir ibadettir. Bu hüküm hadiste geçen amel kapsamına oruç da girdiği için verilmiştir.

 

Anladığımız kadarıyla Zilhicce'nin on gününün bu denli üstün ve faziletli olmasının sebebi namaz, oruç, sadaka ve hac gibi en önemli İbadetlerin bu günnde birleşmiş olmasıdır. Diğer günlerde bu ibadetlerin birleşmesi asla mümkün değildir.